Tiyatro tutkunları olarak heyecanlı ve adeta koltuk kapmaca oynadığımız o meşhur döneme girmiş bulunmaktayız! 1 Ekim'den itibaren Devlet Tiyatroları ve Özel Tiyatrolar perdelerini açıyor. Hatta ben ilk biletimi almış bulunmaktayım. (Hamlet Makinesi)
Bu sefer bir farklılık yapıp henüz izlemediğim tiyatro oyunu hakkında yorumlarımı yapmaya karar verdim. Bileti almadan önce oyunun konusuna hatta oyuncularının isimlerine dahi bakmadım. Bu benim için bir totem oldu artık. Oyunu araştırmadan gittiğimde içinde ne olduğunu tahmin edemediğim hediye paketini açarcasına mutluluk duyuyorum. Bileti aldıktan sonra konuyu ve oyuncuların kim olduklarını öğrendiğimde büyük beklentiye girdim. Hatta oyunu birlikte izleyeceğim partnerime "Hamlet Makinesi"ne bilet aldım dediğimde "-Mmm Hammleet!" şeklinde Hakan Meriçliler'in "Yalan Dünya" dizisindeki ses tonuyla tepki verdi. Bilmemesine rağmen tam da hissettiği gibi oldu. Çünkü oyunun baş oyuncularından biri Hakan Meriçliler'di. Gerçekten etkileyici bir ses tonuna sahip. Arka koltuklardan sıra bulduğuma üzülemedim bile. Ses tonu bile enerjisini bize kadar ulaştırmaya yetecektir. Kendisinin bir röportajını okumuştum o aklıma geldi. Çok oyunda oynadığını, birçoğunda başrol olduğunu, hatta oynadığı rolleri duyanların önünü ilikleyeceklerini; fakat ne yazık ki Türkiye'de Çağatay rolüyle tanındığını ve buna üzüldüğünü söylemişti. Tiyatro aşkı böyle bir şey sanırım. Tiyatroya gönül veren oyuncular televizyon ekranına önem vermedikleri gibi, insanların televizyondan onlara hayran olmalarına sitemkar yaklaşıyorlar. Ve haklılar da.
Oyuncuların sahnede devleşmesine tam anlamıyla hastayım! Daha önce Muammer Karaca'da izlediğim tiyatro Faust'ta keşfetmiştim bu yanımı. Oyuncular (tabi yüreğini ve yeteneğini ortaya koyanlar) sahnede sade bir insan olmaktan çıkıyor, adeta devleşiyor ve ulaşılmaz oluyor. Ben tiyatroda oyuncuların o ulaşılmaz görünüşleri, havaları, farklı dünyaları sergilemeleri ile kendimden geçiyorum. Zaten bizim toplum olarak en önemli ihtiyacımız başka dünyalarında var olduğunu, sanatın hala yaşadığını ve renklerin varlığını hissetmek. Günler hatta aylar öncesinden tiyatro bileti aldığımızı ve oyunun o yorucu iş gününün gecesinde oynanacağını fark ettiğimizde, gitmekten vazgeçtiğimiz anlar bile oluyor. İşte bu yüzden bizi 2 saat içerisinde farklı dünyaya taşıyacak tiyatrolar, hücrelerimize kadar dans ettirecek konserler, uyutmadan kendini dinletebilecek konferanslar lazım. Ve bazı adamlar bunun farkında olup, bu işi gerçekten çok iyi yapıyor.
Hamlet Makinesi oyununun salonları dolmak üzere, siz de yorgun bir iş gününün sonunda cüzdanınızdan sizi farklı bir gezegene götürecek bilet bulmak isterseniz, bu beklentisi yüksek oyunu kaçırmayın derim.
Hamlet Makinesi Konusu
"Heiner Müller’in, Avrupa tiyatrosunda, yazarlık, dramaturgi ve performans alanlarında belirgin bir etki ve değişim yaratan ünlü eseri “Hamlet Makinesi”, post-dramatik tiyatronun başlıca örnekleri arasında yer alır. Oyun, Shakespeare’in başyapıtı Hamlet’ten yola çıkarak, geçmişle hesaplaşma çabası üzerine kurulmuştur. Ele alınan geçmiş, ardarda iki dünya savaşı geçiren Avrupa’nın kanlı tarihidir. Bu taşlaşmış geçmiş, komünist sistemi de içeren bir hayalet gibi Hamlet’in karşısında yer alır. Geçmişten beslenen ve bireyi kuşatan sistem, farkındalığı arttıkça tutsaklaştığını anlayan bütün kadın ve erkekleri abluka altına almış, tuzağa düşürmüş, makineleşmeye zorlamaktadır. Makineleştikçe çok daha kolay sakatlanan bedenlerin ve bu bedenlere sıkışıp kalan ruhların acısını, oyun içinde oyun vurgusuyla, yer yer ironik bir üslupla sahneye taşıyan oyun, katmanlı yapısıyla seyirciyi de önyargılarından arınmaya, farklı bir serüvene katılmaya çağırmaktadır. . ." (Oyunun Sitesinden)
OYUNCULAR:
HAKAN MERİÇLİLER, NERİMAN UĞUR, SEMA KURAY, YILDIRIM GÜCÜK, ELİF NUTKU, AYHAN ANIL, ONUR SERİMER
Sizlere oyuncuların tiyatro sahnesinde devleşebildiğini görebileceğiniz ve benim önceden izleyip, kritiğini yazdığım bir tiyatro oyunu önerim daha olacak. Ülkemizde Klasik Tiyatro alanında bu kadar az örnek verilirken Faust bambaşka ve iz bırakan tarzıyla kendisini soluksuz izlettirmeyi başaran solo bir performans. Bu performansın sahibi ve tiyatroya uyarlayan usta oyuncu Haydar Zorlu, Almanca veya Türkçe olarak oynadığı Faust'u bazen de hem Türkçe hem Almanca oynamakta ve oyuna müzikal bir zenginlik katmaktadır. Almanca bilgim olmamasına rağmen Mephisto'nun sadece Almanca konuşmasına bile razı olabilirdim. Oyunda Goethe'nin Almanca şiirini duyduktan sonra sizinde anlamların sadece dilin yapısından gelmediğini keşfedeceğinize eminim.
215. gösterimini 19 Ekim 2014 Pazar günü Barış Manço Kültür Merkezi'nde yapacak olan Faust'un da salonunda kendiniz için hemen bir koltuk kapmanızı öneririm. Ben 2 sene sonra bile solo bir performansın müzikalinin ve Mephisto'nun ikna edici sesinin kulaklarımda çınladığını hissedebiliyorsam sizinde bu başkalığı tatmanızı içten bir şekilde dilerim.
http://www.faust-istanbul.com/ |
Faust Konusu
"Her şeyi etüt etmiş ve aşmış ve artık öğrenecek bir şeyi kalmadığına inanan Doktor Faust, yeryüzündeki sınırlı yaşamın acısından kurtulmak için ruhunu Mephisto'ya satar. Mephisto, bunu karşılığında Faust'u bilgi hastalığından kurtaracaktır. Nitekim bir cadının hazırladığı iksirle Faust'un gençleşmesini sağlar. Artık genç ve yakışıklı bir adam olan Faust, Gretchen adında güzel bir kızla karşılaşıp, ona aşık olur. Bu güzel kızın Faust'un tutkusundan kurtulmasının yolu yoktur artık." (Oyunun broşüründen alıntıdır.)
Faust oyunu hakkındaki geniş çaplı yorumuma buradan ulaşabilirsiniz.
Uyarlayan-Çeviren-Oynayan: Haydar Zorlu
Yöneten: Natalia Murariu
Yapımcı: Haydar Zorlu
Eser Sahibi: Johann Wolfgang von Goethe
Oyun Süresi: 80 dakika
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Yorumlarınızı beklerim.