Yeni mezun biri olarak boş vakit bolluğu yaşıyorum şu günlerde. İple çektiğim bu boş günler, aslında heyecanla beklenecek kadar matah bir şey değilmiş. Uyku düzeni şaşırtmakla başlıyor sana zarar vermeye ve beynini teknolojik sistemlerle uyuşturmakla devam ediyor. İşte tam bu haldeyken, internette dolanırken bir efsaneyle karşılaştım. Bu efsane, aslında kulak aşinası olduğum fakat enine boyuna okumadığım ve kendisiyle geç karşılaştığım için pişmanlık yaşadığım Zümrüd-ü Anka Kuşu Efsanesi'dir. Bu efsane bana dış etkenlerin yanı sıra kendi iç dünyamızın bizim hayatla bağlarımızın sıkılaşması için çok daha önemli bir yere sahip olduğunu gösterdi bana.
Zümrüd-ü Anka Kuşu Efsanesi farklı kültürlerde farklı şekillerde anlatılır fakat anlamı hep aynı yere varır. Mesela, Zümrüd-ü Anka, Yunan Mitolojisi'nde çok önemli bir kuştur. Öyle güzel tasvir edilmiştir ki çoğu Antik Yunan insanı onun gerçekten yaşadığına inanır. Anka Kuşu, çoğu kültürde Yeniden doğuş/Diriliş anlamı taşımaktadır. Bu yüzden Anka'yı görenlerin mutluluğa ereceğine inanılmıştır. Diriliş efsanesine göre Anka öleceğini anladığı sırada kendi yuvasını güneş ışınlarının yuvasında bulunan dalları yakmaya yarayan bir maddeyle sıvar ve ölmeyi bekler. Güneşin kuru dalları yakmasıyla Anka Kuşu'nun ölümü gerçekleşir fakat bu alevlerin ardından yavru bir Anka olarak yeniden doğar...
Anka Kuşu'nun en bilinen efsanesinde ise Anka'nın bilgeliğine inanan kuşlar, kendi evrenlerinde sorunlarını çözmesi için Anka'yı aramak için yola çıkarlar. Yola çıkan kuşlar, Kaf Dağı'nın tepesinde yaşaayan Anka'ya ulaşmak için zorlu vadiler ve tepeler aşmaya çalışırlar. Bu zorlu yolda - Aşk, Marifet, Hayret, İstek, Tevhid, Yokluk - vadilerini geçmeye çalışırken, birer birer pes etmeye başlamışlardır. Kuşlar Kaf Dağı'na vardıklarında geriye kalan sadece 30 kuş kalmıştır. Bu yüzden çoğu kültürde Anka'ya Sİ(30)MURG(kuş) denmektedir. İşte o 30 kuş anlamıştır ki Kaf Dağı'na vardıklarında Anka yani Simurg aslında kendileridir. Bu hikayeye binaen çok da güzel bir söz vardır ki şöyledir:
"Kimse Anka’yı uzakta aramasın sabreden ve emek veren herkes aslında kendi Anka Kuşunu yaratıyor."
Peki neden bu kuşlar birer birer pes etmiştir? Kaf Dağı'na ulaşan kuşlardan ne eksikleri vardır? Zaten efsanenin de en derin kısmı burasıdır. Kaf dağına ulaşmak aslında imkansız değildir. Tek yapmamız gereken kendi içimize yönelmek fakat kendinden öteye geçmeden içine yönelmek yeterli olmayacaktır..
İşte o zorlu yolda pes eden bazı kuşlar ve benlikleri...
"Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi ‘şaşkınlık’ ve sonuncusu Yedinci Vadi ‘yokoluş’ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş… Kaf Dağı na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
"SİMURG ANKA – Otuz Kuş’ demekmiş.
Onların hepsi Simurg muş. Her biri de Simurg muş.
Simurg Anka yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız."
Zaman ayırdığınız için teşekkürler..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Yorumlarınızı beklerim.