Habere göre 1973'te satın alınan bir lego kutusunun içinde bulunan mektup, Danimarkalı Lego firmasının cinsiyet eşitliği konusundaki duruşunun ne kadar sağlam olduğunu özetliyor.
Haberin devamı şu şekilde:
"Reddit’te fryd_first adlı kullanıcı, büyükannesinin evinde yeğenleriyle oyun oynadığı sırada Legoları bulduğunu, mektubu da o zaman fark ettiğini söyledi. Mektubun “1973’te alınan, kapağında beyaz bir Lego evinin önünde duran sarışın bir kız bulunduğunu” yazdı.
Mektubun altındaki logoda 1974 tescil damgası bulunuyor. Mektupta aynı zamanda o yıllarda Hamburg’daki Lego genel merkezinde kullanılan baskı aletinin adına da yer verildiği görülüyor.
Lego'dan bir yetkili Telegraph'e açıklama yaparak, mektubun orjinal olduğunu, Lego'nun ailelere gerçekten de böyle bir mektup gönderdiğini onayladı.
Bu arada Boing Boing sitesine ulaşan bir Alman genci de, benzeri bir mektubu kendisinin de bulduğunu, İngilizce mektuptakinin aynı ifadelerin bu mektupta da yer aldığını belirtti.
“Anne babalara” diye başlayan mektupta şöyle deniliyor:
“Yaratmaya duyulan istek her çocukta eşit miktarda bulunur. Kızlarda da erkeklerde de.
Önemli olan hayal gücüdür. Yetenek değildir. Aklınıza gelen herhangi bir şeyi, nasıl isterseniz öyle inşa edersiniz. Bu bir yatak da olabilir, kamyon da. Bebek evi de olabilir, uzay mekiği de.
Pek çok erkek çocuğu, bebek evlerini sever. Bunlar uzay mekiklerinden daha insancıldır. Pek çok kız çocuğu uzay mekiğiyle oynamayı tercih eder. Bunları bebek evlerinden daha heyecan verici bulurlar.
Önemli olan, onların ellerine doğru materyalleri vermek ve içlerinden ne geliyorsa onu yaratmaları için izin vermektir.” "
“Yaratmaya duyulan istek her çocukta eşit miktarda bulunur. Kızlarda da erkeklerde de.
Önemli olan hayal gücüdür. Yetenek değildir. Aklınıza gelen herhangi bir şeyi, nasıl isterseniz öyle inşa edersiniz. Bu bir yatak da olabilir, kamyon da. Bebek evi de olabilir, uzay mekiği de.
Pek çok erkek çocuğu, bebek evlerini sever. Bunlar uzay mekiklerinden daha insancıldır. Pek çok kız çocuğu uzay mekiğiyle oynamayı tercih eder. Bunları bebek evlerinden daha heyecan verici bulurlar.
Önemli olan, onların ellerine doğru materyalleri vermek ve içlerinden ne geliyorsa onu yaratmaları için izin vermektir.” "
Haberi okuduğumda çocukların yaratıcılığın gelişmesine katkı sağlayan bu güzel oyuncak firması ile gurur duydum. Ve aklıma hemen 68 kuşağının ne kadar özgürlükçü bir kuşak olduğu hakkında çağrışımlar geldi. Tarihi sosyal yapıyı takip edenler bilirler 70'li yıllar dünyanın özgürlükçü ve eşitlikçi kuşağının dorukta olduğu zamanlardı. Bu sebeple 1973'te Lego kutusundan çıkan bu ileri görüşlü mektubun varlığına inanmakta zorlanmamak gerektiğini düşünsem de çelişkiye düşüren diğer önemli bir noktayı da görmezden gelemezdim. Bu noktayı açıklamadan önce Lego ile ilgili bir kaç tarihsel bilgi vermek gerektiğini düşünüyorum.
Lego firması 20. yy ikinci yarısından itibaren batılı yönde çağdaş ve yaratıcı çocuklar yetiştirme kapsamında oyunda kullanılmak üzere araç gereçler tasarlayıp piyasaya sürmüştür. Lego firması, bu oyuncaklar ile çocukların yaratıcılık düzeylerini artırmakla beraber mesleki alanda becerilerini geliştirmeyi amaçlamaktadır. Ortaya koydukları çeşitli ürün gruplarıyla çocukları mesleki alan seçimi konusunda da teşvik edici rol üstlenmişlerdir.
Lego firması tarafından organize edilen robot tasarım yarışması First Lego League'e günümüze kadar 140.000 kadar öğrenci katılmıştır. Bu yarışma sayesinde bir oyuncak firması tarafından dünyada ilk kez yaratıcılık sınavı gerçekleştirilmiştir diyebiliriz. Bu sınav sayesinde çocuklar oyuncak ile eğitim konusunda yine teşvik edilmiştir. Lego oyuncakları çocuklarda olduğu kadar yetişkinlerde de büyük hayranlık yaratmaktadır. Bu vesile ile Lego konusunda paylaşım ağlarından destek alınarak gruplar oluşturulmuştur.
Lego firması ile müşterisi arasında gün geçtikçe artan güven 2012 yılında firmanın piyasaya sürdüğü Friends serisi ile zayıflamaya başlamıştır. İşte tam bu noktada yukarıda belirttiğim "cinsiyet eşitliği mesajı veren mektup" haberiyle, Friends serisine tüketici tarafından verilen tepkiler arasında yaratılan çelişki fark edilmektedir.
Friends serisi ve ona yöneltilen tepkilerden söz etmek gerekirse: Friends serisi toplumsal cinsiyet temsili konusunda olumsuz örnek oluşturan bir seri olarak tanımlanmıştır. Bu tanımlamayı yapanların başını çekenler aileler ve kadın hakları savunucuları olmuştur. Cinsiyet kavramını saydamlaştırıp ders müfredatlarına yardımcı materyal olarak kabul edilen bu oyun araç gereçlerinin yaratıcıları tarafından nasıl böylesine kötü bir stratejiye kurban edildiği konusunda kafalarda soru işaretleri oluşmuştur.
Peki nedir bu Friends serisini diğer serilerden ayıran? Lego'nun oyuncakları nesneleştirme karşıtı sağlam duruşunu, Friends serisi ile bozmasının nedenlerinden biri ve belki de en önemlisi Lego adamların dış görünüşleri üzerinde oynamalar yapıp onlar adına yeni hikayeler yazmasıdır. Bunun gerekçesi olarak Lego firması şu şekilde bir savunma yapmıştır. Legolara kız ve oğlan çocuklarının bakış açılarının farklı olduğunu, oğlan çocuklarının önlerine konan legoları olması gerektiği gibi inşa etmeye yöneldiğini, kız çocuklarının ise modeli inşa etmeden oynamaya başladığını, legoların dış görünüşlerinin kız çocukları tarafından estetik bulunmadığını savunmuşlardır. Kız çocuklarının oynadıkları nesnelerle benzerlik kurma yönünde istekleri olduğuna dair çıkarımda bulundukları için seriye bir kaç ekleme yaparak Lego adamların köşeli ve çekici olmayan hallerini düzenlemeye yöneldiklerini söylemişlerdir. Lego adamlara isimler verip onlara hayat hikayeleri kurgulayarak onları özneleştiren Lego firması bu şekilde 5 yaş ve üstü kız çocuklarının dikkatini çekmeye yönelik bir adım atmışlardır. Bu adım ile birlikte artık kız çocukları yaratılan bu karakterlerle özdeşim kurabilecek ve iyi bir satış stratejisi gerçekleştireceklerdir. Bu stratejiyi planlayan Lego firmasının Friends Serisinde bulunan setler şu şekildedir; bir kafe, bir araba, bir arazi aracı, bir tasarım stüdyosu, bir atölye, bir sahne, bir köpek kulübesi, bir fırın, bir havuz, bir park, bir ağaç evi, bir güzellik salonu, bir veteriner ve bir çekirdek ailenin yaşadığı ev.
Friends serisine en büyük tepki 70'den fazla örgütün birleşmesiyle meydana gelmiştir. Birleşen bu topluluk kadının cinsel obje olarak konumlandırılmasını ve "Barbileşme"yi konu alarak tepkilerini medyaya yansıtmıştır. Özellikle bu konuda dünya çapında bir sitede başlatılan imza kampanyası medyada büyük yankı uyandırmıştır. İmza kampanyası başarılı sonuçlansa da LEGO bu serisini piyasadan kaldırmamıştır.
Erken yaşlarda çocuklara biçilen rollerin onlara herhangi bir yolla enjekte edilmesinin davranış kalıplarını yanlış şekillendirdiği bilimsel deneylerle ispatlanmıştır. LEGO firmasının göz ardı ettiği bir gerçek vardır ki; özellikle 18-47 ay kız çocukları cinsiyet kodlaması içermeyen oyuncakları tercih etmektedir. Davranış kalıplarının doğal süreç ile birlikte oturması için çocuklara cinsiyetler arası oyun ortamları yaratılmalıdır.
Oyun araç-gereçleri ile oyuncakları birbirinden ayıran o ince çizgiye Friends serisi güzel bir örnek olmaktadır. Friends serisinden önce, LEGO adamlar kimlik kazanmamışken LEGO'lar birer oyun araç gereci sayılır nitelikteydi. Çocuğun olumsuz toplumsal rollerden uzak tutulması için önemli olanın oyunun kuralları olduğu gerçeğini bir kenara bırakmamalıyız. Çocuk bir oyun kurar ve bu oyunu oynayabilmek için sadece araç gerece ihtiyaç duyar. Bu kimi zaman birer kibrit çöpü kimi zaman ise işlevsiz bir top olabilir. Sonuç olarak çocuğun o nesneyi kafasında nasıl şekillendirdiği önemlidir. Hazır oyuncaklar ve oyun kurguları çocukları o oyunun basit bir parçası yapmaktan öteye gidemeyecektir.
2012'de gerçekleşen bu büyük protesto, 1973 yılında LEGO kutusuna konan mektup ve 2014 yılının sonlarında "cinsiyet eşitliği mesajı taşıyan mektubun bulunması" haberini bir araya koyduğumuzda 2014'te bulunan bu mektubun bir viral reklam örneği olma olasılığının yüksek olduğunu görmekteyiz.
Bilgi edindiğim kaynaklar
-Vikipedi
-Toplumsal ve Prosedürel Temsil İkilemi Bağlamında LEGO-Tonguç İbrahim Sezen
Haberi Okuduğum Kaynak
o_O helal olsun insanlara. Sonuna kadar katılıyorum. Bugün bizleri böyle yapan toplumsal düşüncelerdir. Kadının araba kullanırken tedirgin olmasında toplumsal öğreti yatar mesela Aslı. Kadın dediğin araba kullanamaz, robot yapamaz ya da kuaföre gider makyaj yapar gibi kalıplaşmış yaşamlar olmasaydı bugün daha güzel bir yaşam bizleri beklerdi ve ne yazık ki toplumdan kopmak demek her şeyi çözecekken işte onu bir türlü başaramıyorum...
YanıtlaSilEvet Serkan maalesef bu tarz kalıplar içerisine kurguladığımız toplum düzenimiz var ve sadece kendi kendimizi vuruyoruz bu kör bakış açısıyla. Toplumun dışına bireysel olarak çıkarak sadece makale falan yazıyor işte insan... Önemli olan birlikte hareket etmek :)
Sil