21 Kasım 2015

Kırlangıcın Küskünlüğü


Bak yine geçiyor bir gemi, kocaman heybetli bir gölge sanki. Benim için belki bir kaçış, belki bir düş ama sadece bana ait, kimselere anlatamadığım, bütünüyle kalbimin karabasanı olmuş biçimsiz bir gemi... Her şeyiyle tanıdım onu. Ağır gidişlerini, bazen kalışlarını, bazen yönünü kaybedişlerini en çok da yerinde sayışlarını.. Aynadaki yansımam gibi.. Kafamdan gitmeyen sorular gibi.. Asla git diyemediğim misafirim gibi..

Vicdanıma dokunup nefesimi kesiyor şehrin ışıklarını usulca kapatan bencilliğiyle.. Açıklayamıyorum, ona gelişlerimi, ona kaçışlarımı. Sormasınlar diye konuşmuyorum da zaten çoğu zaman. Kendine benzetiyor her kokusunu çekmeye gidişimde beni, kapkaranlık bencil bir ben olarak dönüyorum evime. Bazen o, ben olup alıp başını gidiyor bazense en gösterişli karanlığıyla kapatıyor önündeki takanın sıcaklığını, yapayalnız bırakıyor beni. Hiçbir ışığın gözlerime renk vermesini istemiyor gibi.

Her gidişimde biraz daha soğuk, geçmişim kadar uzak ve karanlık. Ona bakan gözler sadece bana ait kaldığından beri içime soruyorum bu geminin gizemini ve hep o kahrolası cevabı arıyorum. Cevabımı alana dek gündüzleri esaret ettiğim kırlangıcın mutsuzluğuyla, geceleri ise bu güvenini yitirmiş uykusuz gözlerimle baş başa bırakıyorum onu. 

Uykularımı bile umursamayan bir bencillik, zaferini ilan etmiş yönetiyor beni. Biliyorum, ne zaman yaklaşsa bir taka kıyılarıma, bir kırlangıçmışçasına kullanıyorum onun küçük kalbini. Sadece ona, o gizemli gölgeye ulaşabilmek için. Geçmişe, yanlış sorulara, yanlış cevaplara ve aldanışlara. .

Bilmiyorum, galiba artık kendim için de istemiyorum bu cevabı. O kırlangıcın küskünlüğü üzüyor beni, ve o kırlangıcı düşüne koyup beni aşk sanan bu kalemin sahibinin varlığı da bir o kadar tabii.

Üzülüyorum, çünkü bende karanlığımdan önce çaresizliğimle tanışmıştım.. Çünkü hissedebildiği tek duygu eksiklik olan gölge, bir daha asla aşkı tadamayacak ve kendine kalkan ettiği mutsuzluğu onun vazgeçilmez alışıklığı olarak kalacaktır, biliyorum..


3 yorum:

  1. Aaaa hiç oldu mu bu Kafka gibi cümleler. Gören de sweni Prag da bir otel odasında hayatına zar atıyorsun sanacak.

    Üç beş gelirse zar mıknatıslı bende söölemesi :)
    Hem ne demişler ;
    Bişey dedikleri yok ben dedim ki : Yazı iyi. Ama sen bunu kasımda yazdın ya o bakımdan bellice.
    Bu kadar zırvaladığım yeter daha beynimi ütülüycem.
    Kaçtım!
    Dıgıdık..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öncelikle bunu ben yazmadım "o" yazdı... yazmalıydi yani.. yazsa güzel olurdu.. Hem ben tavlada yenildim geçen pazardı, mıknatısı ben gördüm sen bile görmüşsün ama bazen görmek yetmiyor. Syrakusa Kasım hep boyle tehlikeli miydi?

      Sil
  2. hem tehlikeli hem de kasvetli.

    YanıtlaSil

Zaman ayırdığınız için teşekkürler.
Yorumlarınızı beklerim.

Recommendations by Engageya